WWW.İSLAMİHİDAYETYOLU.TR.GG

Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.Kur'ân-ı Kerim » 16 / NAHL SURESİ -90.AYET
   
 
  TEFSİR
Mü'minler ancak öyle kimselerdir ki, Allah anıldığında kalpleri ürperir, yanlarında Allah'ın ayetleri okunduğu zaman bu ayetler imanlarını arttırır, pekiştirir ve sadece Rabblerine dayanırlar.(ENFAL SURESİ,2.A 3- Onlar namazı kılarlar ve kendilerine bağışladığımız rızıklardan başkalarına da verirler. 4- İşte gerçek mü'minler bunlardır. Onları Rabbleri katında yüksek dereceler, bağışlanma ve göz kamaştırıcı rızık beklemektedir. Surenin toplu tanıtımını yaparken, bu ayetlerin indiriliş sebeplerine ilişkin olarak yeralan rivayetlerden bazılarım hatırlatmıştık. Genelde bütün surenin özelde de ganimetlere ilişkin ayetlerin indiği ortamı daha iyi canlandırmak için daha önce anlattıklarımıza ek olarak birkaç rivayet daha aktarıyoruz. Medine'de bir müslüman devletin kuruluşundan sonra ilk defa böylesine büyük bir olayla karşılaşan müslüman toplumun pratik çizgilerini yeniden canlandırmak için bu rivayetleri anlatmak gereklidir. İbn-i Kesir tefsirinde şöyle diyor: "Ebu Davut, Nesaî, İbn-i Cerir, İbn-i Mürdeveyh -sözler ona aitti- İbn-i Habban ve Hakim, değişik yollardan Davud b. Ebu Hind'den, o da İkrime'den, o da Abdullah İbn-i Abbas'dan şöyle rivayet ettiler: Bedir günü Peygamberimiz -salât ve selâm üzerine olsun- `şöyle şöyle yapana şu, şu mükafat vardır' buyurdu. Bunun üzerine gençler hemen ileriye atıldılar, yaşlılarsa sancakların altında kaldılar. Ganimetler toplandığı zaman, gençler gelip kendilerine ait olanı istediler. Buna karşılık yaşlılar, `Kendinizi bize tercih etmeyin. Biz sizin için bir sığınaktık. Şayet bozguna uğrasaydınız bize sığınacaktınız' dediler ve aralarında çekişme baş gösterdi. Bunun üzerine yüce Allah şu ayeti indirdi: "Sana savaş ganimetlerinin bölüşümü hakkında soru sorarlar. De ki; Ganimetler hakkında hüküm verme yetkisi Allah'a ve Peygamber'e aittir. Buna göre eğer mü'min iseniz, Allah'dan korkunuz, ilişkilerinizi düzeltiniz, Allah'a ve Peygamber'e itaat ediniz." http://www.enfal.de/Kuran-Tevsiri/Kuran_Tefsiri.htm Sevrî Kelbi'den, o da Ebu Salih'den, o da Abdullah İbn-i Abbas'dan şöyle rivayet eder:Bedir günü Peygamberimiz, `Kim birini öldürürse ona şöyle şöyle mükafat vardır. Kim bir esir getirirse onun için şu, şu mükafat vardır' buyurdu. Ebu Yesir iki esir getirdi ve `Ya Resulullah (Allah'ın -salât ve selâmı üzerine olsun-) bunları sen bize va'dettin' dedi. Bunun üzerine Sa'd b. Ubade kalktı ve `Ya Resulullah, şayet bunlara verirsen arkadaşlarına bir şey kalmaz. Bizi bunlardan alıkoyan, sevabı küçümsememiz ya da düşmandan korkmamız değildir. Biz burada, düşmanın arkadan saldırmasından korktuğumuz için seni korumak üzere durduk' dedi. Sonra da birbirleriyle tartıştılar. Bunun üzerine: "Sana savaş ganimetlerinin bölüşümü hakkında soru sorarlar; De ki; "Ganimetler hakkında hüküm verme yetkisi Allah'a ve Peygamber'e aittir." diyor ki, bir de şu ayet indi: "Eğer Allah'a ve doğru ile eğrinin birbirinden ayrıldığı gün, yani iki ordunun Bedir'de karşılaştığı gün, kulumuz Muhammed'e indirdiğimiz beşte biri Allah'a, Peygamber'e, peygamberin yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yarıyolda kalanlara aittir. İmam Ahmed şöyle der: "Bize Ebu Muaviye anlattı, bize Ebu İshak eş Şeybanî Muhammed b. Abdullah es-Sakafi'den anlattı, o da Sa'd b. Ebu Vakkas'a dayanarak anlattı: "Bedir günü kardeşim Umeyr öldürüldü. Ben de Said b. As'ı öldürdüm ve zülkesife adını verdiği kılıcını aldım. Kılıcı alıp Peygamberimiz -salât ve selâm üzerine olsun- yanına getirdim. Bana, `Git, onu aldığın yere bırak' dedi. Döndüm ama, kardeşimin öldürülmesi ve ganimetimin elinden alınmasından dolayı Allah'dan başka kimsenin bilmediği duygular içindeydim. Çok geçmemişti ki Enfal suresi indi. Ardından Peygamberimiz -salât ve selâm üzerine olsun- bana, `Git ganimetini al' dedi." Yine İmam Ahmed şöyle der: "Bize Esved b. Amir anlattı, bize Ebubekir haber verdi, o da Asım b. Ebu Necud'dan aktardı, ona Mus'ab b. Sa'd, Sa'd b. Malik'ten şöyle anlattı: Dedim ki; Ya Resulullah, bugün yüce Allah müşriklerin başına gelen ağır yenilgiden dolayı yüreğimi soğuttu. Şu kılıcı bana bağışlamaz mısın? Peygamberimiz -salât ve selâm üzerine olsun- `Bu kılıç ne bana, ne de sana aittir. Bırak onu' buyurdu. Bıraktım sonra da dönüp, bu kılıç belki de benim sınandığın gibi sınanmayan birine verilecektir dedim. Birden peşimden biri beni çağırdı. Acaba yüce Allah benim hakkımda bir şey mi indirdi, diye düşündüm. Peygamberimiz, sen benden kılıcı istediğin zaman bana ait değildi, şimdi bana bahşedildi, senindir dedi. Sa'd diyor ki, "O zaman yüce Allah şu ayeti indirdi: "Sana savaş ganimetlerinin bölüşümü hakkında soru sorarlar. De ki; Ganimetler hakkında hüküm verme yetkisi Allah'a ve Peygamber'e aittir. (Ebu Davud, Tirmizi ve Nesaî değişik yollardan Ebu Bekir b. Ayyaş'dan rivayet ettiler. Tirmizi, "Hasan" sahih bir hadistir dedi.) Bu rivayetler ganimetlere ilişkin ayetlerin indiği ortamı gözümüzün önünde canlandırmaktadır. İnsan, Bedir savaşına katılan müslümanların ganimetler hakkında konuştuklarını görünce dehşete kapılıyor. Oysa onlar, ya herkesten önce müslüman olmuş, her şeylerini geride bırakıp inançları uğruna Allah'a hicret etmiş, şu dünya hayatının hiçbir nimetine aldırış etmemiş Muhacirlerdir, ya da muhacirleri barındıran, yurtlarını ve mallarını onlarla paylaşan ve su dünya nimetlerinin hiçbirinde cimrilik göstermeyen Ensar'dır. Nitekim yüce Allah onlar hakkında şöyle buyurmuştur: "Kendilerine hicret edip gelenleri severler; onlara verilenler karşısında içlerinde bir çekememezlik hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile, onları kendilerine tercih ederler..." (Haşr Suresi, 9) Ancak bu durumun yorumunun bir kısmını yine bu rivayetlerde buluyoruz. Ganimetler aynı zamanda savaş alanında güzel bir imtihanla ilintilidirler. Güzel imtihana bir örnek oluşturmaktadırlar. O gün için insanlar müşrikleri yenip gönüllerini serinlettikleri ilk büyük olayda, Resulullah'ın ve yüce Allah'ın şahitliğine ihtiyaçları vardı. Bu arzu içlerini doldurmuş ve ganimetler konusunda konuşanların unuttuğu başka bir havaya sokmuştu. Nitekim yüce Allah onlara hatırlatmış ve onları kendisine yönelmiştir. Aralarındaki ilişkilerde hoşgörünün egemen olması bilinç açısından gönüllerinin ıslahı için bir zorunluluktu. Nitekim bunun Ubade b. Samit'in de belirttiği gibi, farkına varmışlardı. Ubade: "Bu ayet ganimetler konusunda görüş ayrılığına düştüğümüzde biz, Bedir savaşına katılanlar hakkında indi. O zaman çok kötü davranmıştık. Bunun üzerine yüce Allah ganimetleri elimizden alıp, peygamberine verdi" demiştir.
SİTEMİZE HOŞ GELDİNİZ....
 

Html Kodları
Facebook beğen
 
GÖNÜL KIVILCIMI ŞİİRLERİ
 
KUR'AN-I KERİM MEALİ
 

İSLAMİ VİDEO
 
GÜNLÜK GAZETELERİ OKU
 

İslami ve Temiz İçerikli Siteler Listesi site ekle
 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol